Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik nedir? Gıdada ve Gıda sanayiinde sürdürülebilirlik nasıl özetlenir? Yarınlarımız ve bugünlerimiz için sürdürülebilirliğin önemi nasıl açıklanır? Tüm soruların yanıtlarını sizler için hazırladık...

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tavuk üretimi ve tüketimi giderek artıyor. Tavukçuluk sektörünün beslenmemizdeki önemi ve yeri büyük. Ancak ülkemizde tavuk yetiştiriciliği ve tüketimi ile ilgili kaosa doğru giden bir bilgi kirliliği mevcut. Bunun nedeni uzman olmayan kişilerin maalesef televizyonlarda ya da gazetelerde bilimsel açıklama yapma çabaları ve bizlere  doğru olmayan bilgileri empoze etmeye çalışması.... Hatta bu bilgi kirlilikleri tavuk sektörüne ciddi zararlar vermiş ve vermeye de devam ediyor. Peki nedir bu işin aslı? Hadi maddelerle birlikte bakalım...

* Tavuklar Daha Doğrusu Piliçler Neden Hızlı Büyüyor?

Piliçlerin nasıl olup da bu kadar hızla büyüdüğü sorusunun yanıtı aslında "meçhul" değil. Sandığımızın aksine çok da bilimsel açıklamaları var. Yani aslında hormonlu mu gdo'lu mu diye korkmamıza gerek yok. Çünkü piliçlerin beslenmesi tamamen bilimsel yöntemlerle gerçekleşiyor. Şöyle ki;
5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ve bağlı mevzuatının hükümlerine göre yemler, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerince sürekli denetime tabi tutuluyor. Üstelik ülkemizde kullanımına izin verilen yem katkılarına ilişkin yönetmelik; Avrupa Birliği'nde uygulanan yönetmeliğin tamamen aynısı. Hayvan ıslahındaki ve yem sektöründeki gelişmelere bağlı olarak piliçler, 42-45 gün gibi kısa sürelerde 2-2,5 kg ağırlığa ulaşıyor...Ve bütün dünyada da ekonomik piliç üretimi için gereken süre aynı.

Yani bu da demek oluyor ki tavuk yetiştiriciliğinde sandığımız gibi hormon kullanılmıyor. Çünkü hormon kullanımı hem yasak hem de ekonomik açıdan da mantıklı değil. Hormon ucuz bir madde olmadığı için Türkiye'de hormon üretimi yok ve hormon ithali de yapılmıyor. Peki Türkiye'de yetiştirilen kanatlı hayvanlarda hormon kullanımına bugüne kadar rastlanmadığını ve bu konuda tek bir vaka olmadığını biliyor musunuz?

* Tavuk Hangi Ortamlarda, Nasıl Yetiştiriliyor ve Bize Nasıl Ulaşıyor?

Çiftliklerde aynı anda on binlerce tavuk besleniyor. Tavukların bulunduğu ortamlar, uluslararası standartlara uygun biçimde oluşturuluyor. Civcivlerin yaşam şartlarının stresten uzak ve en konforlu hale getirilmesi amacıyla kümesin "nem" oranına ve "ısının eşit dağılımına" özen gösteriliyor. Kümesler, dünya standartlarına uygun biçimde, bölgesel çevre koşulları dikkate alınarak inşa ediliyor. Piliçler, bu dönemde, en iyi gelişimi göstermeleri için yem yemeye teşvik ediliyor. Piliçlere verilen yem, Tarım Bakanlığı'nın koyduğu standartlar doğrultusunda, mısır, soya gibi ürünlerin maksimum verime uygun, bilimsel formüllerle bir araya getirilmesiyle oluşuyor ve üretici firma tarafından belirli aralıklarla çiftliğe iletiliyor. Tavuklar büyüklüklerine göre içeriği ve miktarı değişen oranlarda planlı biçimde yem yiyor. Besi döneminin sonunda, özel araçlarla çiftlikten alınarak kesimhaneye gönderiliyor. Bir daha ürüne el değmiyor ve her şey otomatik olarak yapılıyor. Robotlarla otomatik kesiliyor ve soğutuluyor.  Bütün olarak ya da parçalara ayrılarak kasalara konuyor ve soğuk hava depolarına naklediliyor. Buradan da tüketiciye sunulmak üzere kasaplara, marketlere, satış noktalarına ulaştırılıyor. Sonuç: Tamamen sağlıklı!





* Genetiği Değiştirilmiş Tavuk yani “GDO'lu Tavuk” Var mı? 

Şimdilerde herkesin dilinde GDO'lu ürünler var. Peki sürekli kullandığımız bu tanımın tam olarak kelime anlamını biliyor muyuz? Önce onu açıklayalım: GDO: Çiftleşme ve/veya doğal rekombinasyon yoluyla doğal olarak meydana gelmeyen bir şekilde genetik materyali değiştirilmiş olan, insan haricindeki organizmalar” şeklinde tanımlanıyor. Genetik yapının değiştirilmesi işlemi, tüm hayvan türlerinin beslenmesinde kullanılan mısır, soya gibi tarımsal ürünlerin ekildikleri alanda zararlı bitkilere ve böceklere dayanıklılıklarını arttırmak, besin değerlerini yükseltmek ve daha fazla ürün elde etmek amacıyla kullanılan biyoteknolojik bir metottur. Ancak genetiği değiştirilmiş tavuk diye bir şey ne Türkiye'de ne de dünyada var. Üretimde kullanılan tavuklar tamamen doğal ve genetik bir değişikliğe sahip değiller. GDO’larla ilgili 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu 18 Mart 2010’da kabul edilerek, 26 Mart 2010 tarihinde T.C. Resmi Gazete’de yayımlanmış ve bu Kanuna göre, ülkemizde GDO’lu ürün üretimine izin verilmiyor. 

* Tavuk Eti Sağlıklı mı?

Tavuk eti "sağlığa yararlı" olduğu kadar; düşük maliyetli de olduğu için, doğru beslenmede önemli bir besin kaynağı. Türkiye'nin genç nüfus yapısına sahip olduğu dikkate alındığında, bu stratejik önem hem sağlıklı beslenme hem de sürdürülebilirlilik açısından değer kazanıyor.Hem dengeli hem sağlıklı beslenme için hayvansal protein tüketmek gerekiyor. Bunlardan en önemlilerinden biri de elbette tavuk eti!
Tavuk eti proteinleri; bedensel ve zihinsel gelişim için gerekli olan tüm amino asitleri yeteri miktarda içeriyor. B2, B6, B12 gibi sinir sistemini besleyen ve destekleyen vitaminler açısından da oldukça zengin.

Peki neden hep diyetlerde ya da sağlıklı beslenme planlarında tavuk eti yer alıyor hiç düşündünüz mü? Onu da hemen açıklayalım:

Tavuk etinin liflerinin kısa olması sindirim sorununu engelliyor. Bu nedenle astrit, ülser, spastik kolon, kalp ve damar hastalıkları gibi birçok sağlık sorununu aşmayı hedefleyen diyetlerde yer alıyor. Sodyum içeriğinin çok düşük olması da tavuk etini düşük sodyumlu diyetlere son derece uygun bir besin kaynağı durumuna getiriyor. Ayrıca düşük kolesterollü olduğu için "damar sertliği" riskini de azaltıyor. Çünkü, tavuk etindeki doymamış yağ oranı, kırmızı ete göre daha yüksek. Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve diyete bağlı kardiyovasküler hastalıklar, kanser, tip 2 diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalık riskini azaltmada da oldukça etkili.

Bu bilimsel açıklamaların haricinde evlerimizde kendi tedavimizi uygularken bile tavuk suyuna çorba yapıyoruz öyle değil mi? Hatta birçok yemek programında bile adı tavuk suyu çorba değil hasta çorbası diye geçmiyor mu? Bilimsel açıklama haricinde dedik ama uzmanların da, özellikle yaşlıların ve çocukların tedavisinde bu çorbayı tavsiye ettiğini unutmayalım.

Tüm bu bilgiler ışığında söylenebilir ki; Türkiye'de kesinlikle piliç tüketimi ve üretiminin artması, buna bağlı olarak da sürdürülebilirliği gerekiyor.

Yarınlarımız için sürdürülebilirliğin önemini; Hayvansal ve bitkisel üretim ile hayvan ve bitki ıslahının sürdürülebilirliği şeklinde belirtebiliriz.

Hem yarınlarımız hem de bugünlerimiz için sürdürülebilirliğin önemini ise; Kırsal kalkınma, diğer bir ifade ile ekonomik sürdürülebilirlik şeklinde belirtebiliriz. 

Ayrıca unutmayalım; gıdaları ihtiyacımız ve tüketebileceğimiz kadar almak da gıdada sürdürülebilirliğin önemi adına atılmış bir adım olur.


Son olarak gıdada ve gıda sanayiinde sürdürülebilirlik başlıklarını kısaca maddeleyerek özetleyelim:  

Gıdada: 

    Sürekli artış gösteren dünya nüfusu
    Her geçen gün artan yeni kaynak gereksinimleri
    Giderek yükselen enerji fiyatları
    Sera gazlarının baş etken olduğu iklim değişikliği
    Büyük veya küçük şirketlerin kâr amacı güderek gerçekleştirdiği doğayı kirleten işlemler

Gıda sanayiinde: 
    Planlı enerji kullanımı
    Su ve atık su yönetiminin sağlıklı yapılması
    Kaynakların optimize edilmesi
    Sağlıklı ambalajlama
    Sera gazı emisyonlarının önlenmesi