Tavuk Etindeki Omega’nın Sağlığa Etkileri

Tavuk etinde bolca bulunan omega, kemikleri sağlamlaştırır, saç, deri, tırnak, ve cilt gibi dokularını iyileştirir. İşte tavuk etindeki omega’nın sağlığa etkileri... 


Tavuk eti kalsiyum, D vitamini, protein ve omega yağ asitleri bakımından zengindir. Bu nedenle kemiklerinizi sağlamlaştırır. Örneğin; Eğer bir diyet yapıyorsanız ve diyetinizde tavuk eti yoksa, kemik sağlığının korunmasında son derece önemli olan kalsiyum, D vitamini, protein ve omega yağasitleri bakımından yetersiz ve eksik kalıyorsunuz demektir.  Çünkü tavuk eti kalsiyum, D vitamini, protein ve omega yağ asitleri bakımından zengindir. Bu nedenle kemiklerinizi sağlamlaştırır. İleri yaşlarda oluşan, kemik erimesi ve eklem iltihabı gibi rahatsızlıklarını da önler.

 Günlük enerji, protein (amino asitleri dengeli), yağ (omega 3-6 serisi dengeli), vitamin ve mineralleri kapsayacak bir diyette tavuk eti mutlaka yer almalıdır.

Çocukların ise yeterince protein, vitamin, mineral ve Omega yağ asitleri tüketmediklerinde büyüme ve gelişmeleri yavaşlayabilir, çabuk hastalanabilirler ve iyileşme süreçleri uzayabilir. Zihinsel gelişimi yavaşlayabilir ve bu nedenle derslerinde başarısız olabilirler. Saç, deri, tırnak, cilt gibi dokuları sağlıksız olabilir. Vücutta organlar görevlerini yerine getirirken aksaklık yaşayabilir. Enerji olmaz, aktif yaşamda hızla yorgunluk baş gösterebilir. Bu nedenle omega alımı açısından tavuk eti tüketimi önem arz eder.

Son yıllarda omega-3 yağ asitlerinin insan sağlığı üzerindeki etkisini belirlemek için birçok çalışma yapılmıştır. İnsan beslenmesinde, linolenik asit en çok temsil edilen yağ asididir çünkü bitkisel kaynaklarda (bitkisel yağlar, tohumlar, fındık yapraklı sebzeler) bulunur. Bununla birlikte, ALA’nın insan sağlığı üzerinde EPA ve DHA’dan daha az ifade edilen olumlu etkisi vardır ve insan vücudunda EPA ve DHA’ya dönüşüm etkinliği yalnızca % 2-10’dur veya daha azdır. Bu nedenle, EPA ve DHA (balık ve deniz organizmalarının balık ve yağları) bakımından zengin bazı gıda maddelerinin diyete dahil edilmesi veya yumurta ve tavuk eti gibi bu yağ asitleri ile zenginleştirilmiş ürünlerin tüketilmesi gerekmektedir. 

Omega-3 yağ asitleri, insan sağlığı üzerinde birçok olumlu etkiyle ilişkilendirilir. Hücre zarlarının kurucu bir parçası oldukları için vücuda yayılırlar. Hücrelerde, bu yağ asitleri antiinflamatuvar etki gösterir ve membran viskozitesini korumaya yardımcı olur. Tüm hücre zarlarının ayrılmaz bir parçasıdır ve özellikle beyin dokusunda temsil edilir. EPA ile karşılaştırıldığında, araştırmalar DHA’nın normal hücre zarı fonksiyonunun sürdürülmesinde daha önemli bir role sahip olduğunu ve fetal beyin ve retinanın düzgün gelişimi için çok önemli olduğunu kanıtlamıştır. Hamilelik sırasında EPA ve DHA alımının, yeni doğanlarda birçok hastalığa neden olan erken doğum insidansını azaltmaya yardımcı olduğu da bulunmuştur.
EPA ve DHA’nın prostaglandin E2 ve F2’nın üretimini azalttığı, böylece erken doğumla ilişkili uterus inflamasyonunu azaltmaya yardımcı olduğu varsayılmaktadır.

Omega-3 yağ asitlerinden genellikle vücuttaki kronik iltihaplanma süreçlerinin neden olduğu kalp ve kan damarı hastalıklarının önlenmesi ile bağlantılı olarak bahsedilir. EPA ve DHA, anti-inflamatuar ve antioksidatif aktiviteye sahiptir ve kalp ve kan damarlarının iyi durumda kalmasına yardımcı olur. EPA ve DHA’nın kalp hastalıklarının önlenmesinde kullanımına yönelik araştırmalar genellikle tartışmalıdır, ancak bunların çoğu belirtilen yağ asitlerinin olumlu etkilerini kanıtlamaktadır. Örneğin, Kris-Etherton ve ark. ile Tavazzi ve ark. EPA ve DHA alımı ile tekrarlayan kardiyak arter hastalığı riski, akut miyokardiyal enfarktüsten sonra ani kardiyak ölüm ve azalmış kalp yetmezliği oluşumu arasında pozitif bir korelasyon belirlemiştir. Ayrıca omega-3 yağ asitleri ateroskleroz ve periferik arter hastalıklarının önlenmesinde olumlu bir role sahiptir. EPA ve DHA’nın plak stabilitesini iyileştirdiğine, endotel aktivasyonunu azalttığına ve kan damarı geçirgenliğini iyileştirdiğine ve böylece kardiyovasküler hastalık oluşumu riskini azalttığına inanılmaktadır. DHA, sinir sisteminin düzgün işleyişinde rol aldığı sinir hücresi zarlarının fosfolipidlerinde büyük ölçüde bulunduğundan, Alzheimer hastalığının gelişiminde önleyici bir role sahip olduğu düşünülmektedir.

Omega-3 yağ asitlerinin çeşitli hastalıklar üzerindeki etkilerine yönelik araştırmaların çelişkili sonuçları düşünüldüğünde, bu yağ asitlerinin sadece yukarıda belirtilen hastalıklara değil diğer bazı hastalıklara karşı da tam koruyucu mekanizmasını belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.


Kaynakça

https://openagriculturejournal.com/VOLUME/5/PAGE/30/PDF/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27993178/